31 Temmuz 2014 Perşembe

Why personal teknologies?

Neden kişisel teknolojiler?

Bilimsel araştırmalar ağırlıklı olarak büyük kurum ve kuruluşların gereksinimlerine odaklanmaktadır. Böylece bu alanlarda elde edilecek gelişmenin toplumsal açıdan marjinal katkısının büyük olacağı umulur. Örneğin yönetim teorisi içsel olarak bu yönelime sahiptir. Kurumsal bilgi sistemleri, kurumsal bilgi yönetimi, kurumsal değişim yönetimi vb. sayısız alt alanı içermektedir. Ama bireyi merkeze alan ve bireyin bağımsız olarak kendisine hizmet etmeyi amaçlayan araştırma alanları çok sınırlıdır ve bu araştırmalarda da son aşamada bireyin kendisinden çok sisteme katkı sağlanmasına dikkat edilir. 

Örneğin kişisel öğrenme ortamları konusundaki araştırmalar bireyleri eğitim kurumlarının tahakkümünden kurtarma potansiyeline sahipken, uzun dönemde devletin üstlendiği eğitim hizmeti yükünü ve maliyetini giderek artan oranda öğrenenlerin üstüne aktarmaya yönelik planlara da hizmet edebilmektedir. 

Diğer bir deyişle bilimsel ve teknolojik araştırmaların birincil müşterileri devlet kurumları ve özel sektör kuruluşlarıdır. Buna ayrıca uluslararası kuruluşlar da dahil edilebilir. Birincil müşterinin birey olduğu ve sonucunda bireyin devlet kurumlarının, özel sektör kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların kendi üzerindeki etkisini engelleyebileceği ya da kısıtlayabileceği teknolojiler çok fazla araştırılmaz ve geliştirilmez. Çoğu durumda da bu teknolojiler bilgisayar korsanlarıyla (hacker) ilişkilendirilerek kriminalize edilir.

Buna rağmen günümüzdeki bilimsel ve teknolojik gelişmeler bireyin de bilimsel araştırmaların önemli bir müşterisi olmasına olanak sağlamaktadır. Bu araştırmalar sayesinde geliştirilen yöntemler ve teknolojilerle bireyler devlet kurumları, özel sektör kuruluşları ve uluslararası kuruluşlara karşı kendileri için bir özgürlük alanı oluşturabilirler ve bunu genişletebilirler. 

Bu konuda ilk akla gelen alanlar arasında açık kaynaklar hareketi, kişisel mahremiyet artırıcı teknolojiler, ters gözetim hareketi ve istenmeyen iletişimi engelleme teknolojileri sayılabilir.

Açık Kaynaklar Hareketi başında "açık" sözcüğünü içeren ve giderek çeşitlenen hareketleri ifade eden genel bir kavramdır. Yazılım dünyasında açık kaynak kodlu yazılımlar hareketi 70’li yıllarda başlamıştır ve günümüze giderek gelişmektedir. Benzer bir şekilde eğitim içeriklerinin de herkese açık ve erişilebilir olması için 2000’lerin başında MIT’de başlatılan açık eğitsel kaynaklar eylemi de giderek yayılmış ve günümüzde kendi kendine öğrenenler ve öz-düzenleyici öğrenme için önemli bir eğitim kaynağı durumuna gelmiştir. Aynı dönemde akademik içeriklere serbest erişim olanağını yaygınlaştırmak amacıyla açık erişim hareketi başlatılmıştır (Mutlu, 2013). 

Kişisel mahremiyet artırıcı teknolojiler, kurum ve kuruluşların bireylerin özellikle çevrimiçi davranışlarını izlemelerini ve kişisel olarak tanımlanmalarını sağlayabilecek enformasyonu (1) elde etmelerini engelleyici teknolojileri içermektedir. Bu teknolojilere örnek olarak “Privacy Online (OECD Guidance on Policy and Practice)” kitabının 245-268 sayfa aralığındaki “Chapter 12-Inventory of Privacy-Enhancing Technologies” bölümünde çerez yöneticileri ya da engelleyicileri (cookie managers or blockers), reklam engelleyicileri (ad blockers), şifreleme yazılımları (encryption software) ve anonimleştiriciler (anonymizers) verilmektedir (OECD, 2003).

Ters gözetim (sousveillance) düşüncesinin başını aynı zamanda giyilebilir bilgisayarların ve artırılmış gerçekliğin mucidi olan Steve Mann çekmektedir (Mann vd., 2003).  Ters gözetim, bir etkinliğin, o etkinliğin katılımcısı tarafından kayda alınmasıdır. Otoritelerin katılımcısı olmadıkları etkinlikleri kayda almaları (gözetim - surveillance) düşüncesine karşı geliştirilmiştir (2). Bir diğer anlamı da "gözetleyenleri gözetlemek" tir. Günümüzde bireylerin çoğunluğunun sahip olduğu akıllı telefonlarla her birey aynı zamanda ters gözetim gerçekleştirebilmektedir.

İstenmeyen iletişimi engelleme düşüncesi ise iletişim alanında geliştirilen yöntem ve teknolojilerin bireyin kendi üzerinde uygulanmasını engelleme isteğinden kaynaklanmaktadır ve bu amaçla kullanılabilecek teknolojilerin araştırılması ve geliştirilmesini kapsamaktadır. Bu alanda kullanılan teknolojilerin bir bölümü kişisel mahremiyetin korunmasında da kullanılabilir. 

İstenmeyen iletişimi engelleme yaklaşımına aşağıdaki örnekler verilebilir: 

Halkla ilişkiler ve reklamlardan korunma
  • Ortamdaki reklamları ayıklayan artırılmış gerçeklik sistemleri - Steve Mann'ın bu konudaki öncü çalışmaları
  • İstenmeyen e-Postaları Filtreleme - Antispam yazılımları
  • Yayınlardan televizyon reklamlarını ayıklayan akıllı televizyon uygulamaları
Kurumsal iletişimden korunma
  • 444'lü numaralardan gelen aramaları kapatan akıllı telefon uygulaması
Siyasal iletişimden korunma
  • Yayınlardan siyasetçileri görsel ve sözel olarak engelleyen akıllı televizyon uygulamaları
Giderek yaygınlaşan akıllı teknolojiler istenmeyen iletişimi engellemek için önemli potansiyele sahipler. Bu konuda gelecekte daha fazla gelişme yaşanması beklenebilir. Diğer taraftan yukarıda ele alınan teknolojilerin çok daha güçlü ve etkili olanları kurum ve kuruluşların kendileri gereksinimleri için de geliştirilmektedir. Bu teknolojilerin kişisel gereksinimler için uyarlanmalarının, özellikle açık kaynak kodlu yazılım hareketi düşünüldüğünde, önüne geçmek mümkün değildir.

Kaynaklar
  • Mutlu, M. E. (2013), "e-Öğrenme", Temel Bilgi Teknolojileri (Ed. Yılmazel, Ö.) kitabının içerisinde  5.ünite, 98-122 pp., Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları, ISBN:978-975-06-1647-1, 2013
  • OECD (2003), Privacy Online: OECD Guidance on Policy and Practice, OECD Publishing. doi: 10.1787/9789264101630-en
Siteler
(1) http://en.wikipedia.org/wiki/Personally_identifiable_information